T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AKSARAY / GÜLAĞAÇ - Demirci Ortaokulu

Tarihçe

Demirci  Kasabası  ve Ortaokulu

DEMİRCİ ORTAOKULU 

      Demirci İlköğretim Okulu 1983-1984 eğitim-öğretim yılında hizmete girmiştir. Bu yıllarda ülkemizde yaygınlaşmaya başlayan "İLKÖĞRETİM" uygulamasının Aksaray ilindeki ilk örneklerinden biridir. Okulumuz açıldığı yıl 1967 yılında hizmete giren Demirci Ortaokulu ile birleşerek 5+3=8 yıllık İlköğretim Okulu hüviyetini almıştır.Okulumuz halen; 1 Anasınıfı, 10 ikinci kademe sınıfı olmak üzere toplam 11 şubede eğitim öğretim gören 300 öğrencisi ile eğitim hizmeti vermeye devam etmektedir. Ayrıca okulumuz bünyesinde 1 Fen Laboratuarı, 1 Bilişim Teknolojileri Sınıfı, 1 Kütüphane ve Çok Amaçlı Salon bulunmaktadır. Okulumuz Aksaray ilinin en çok okumuş insan yetiştiren kasabalarından biri olan Demirci Kasabasının yüz akı olmaya devem etmektedir. Açılışından bugüne kadar mezun olan bir çok öğrencimiz devlet kademelerinde; hakim, öğretmen, müfettiş, polis, subay, sağlık görevlisi vb. olarak görev almıştır.

 

 

 

DEMİRCİ KASABASI TARİHİ

XVII.yy çevre il ve kazalardan gelen ve meslekleri demircilik olan çiftçilerin araba ve pulluklarını tamir eden kabileler şimdiki Demirci´nin yakınlarına çadır kurmuşlar..O yıllarda Nevşehir´den Hacı Ali Namıyla bilinen bir şahıs buraya gelerek çiftçilikle uğraşan çevre halkının demir işlerini yapmaya başlar. Önceleri seyyar olarak yaptığı işin zaman içinde rağbet görmesi üzerine bu kişi buraya yerleşir. Demir işlerini yaptırmaya gelenler geri döndüklerinde karşılaştıkları insanların "nereden geliyorsun-nereye gidiyorsun" sorusuna demirci diye cevap verirler bu demirciye gidiyorum-demirciden geliyorum söylemleri üzerine bu yerleşim yerinin adı (demir ustasından) DEMİRCİ olur. Daha sonra yerleşik düzene geçilip çevrede yaşayan irili ufaklı kabilelerde kasabamızın bulunduğu yerde toplanırlar. Bu yerleşme üzerine kısa bir zaman içinde nüfus çoğalarak köy büyümeye başlar.
Kasabanın bulunduğu yerdeki örende yaşayan şahsın lakabı köy ağasıdır. Çevreden gelip toplananlar köy ağasını muhtar yaparak birlikte yaşamaya başlarlar. O günlerden arta kalan ören kalıntıları hala varlığını hissettirmektedir. Bunların bazıları turistik açıdan değerlendirilebilir. Durganlı, Göktaş, Deller, Aşağı Göktaş, Malik, Büyük Deller,Köy Ensesi,Sarıbaba, İkitepe, Altıntaş, Geliş, Geştin, Yazır bu kalıntılardandır.
Demirci köy o günden beri büyümeye devam ettiği gibi çevre il ve ilçelerden de gelip yerleşenler olduğundan bu günkü durumu itabari ile 4350 nüfuslu bir kasaba haline gelmiştir. Şu anki nüfusu 5000´nin üzerindedir, ancak çok sayıda memur, işci ve kamu görevlisi ülkemizin dört bir yanına dağılmış bulunmaktadır. Demirci Köy zamanın geçerli kurumları kurulları içinde bir çok muhtar tarafından yönetilmiştir. Bunları eskiden başlayarak sıralarsak: Köyağası, Kara Ahmet, Kır Mustafa, Mıstık, Sarı Hamza,Köse, Kambur Abdullah, Hafız Ali, İshak ÇAVUŞ, Kadirin oğlu, İbiş Ağanın oğlu, Mustafa ÇAVUŞ, Şammas Hoca, Ali Usta, Kara Ahmet Oğlu, Kadir Usta, Topal Murat, Tahsin US, Kacanın Irza, Demircinin İdris, Ahmet ALTIN
Demirci köy 1957 yılında belediye olmuştur. Belediye kurulduktan sonra yapılan ilk seçimlerde Ali DURU(Deli Ali) belediye başkanı seçilmiştir. Daha sonraları sırasıyla Mustafa ELÇİ, Ahmet ALTIN, İsmail KAV, Niyazi KOÇAK(1980 de), Osman DEMİRAY, Durmuş BOZLAK, Hüseyin US, Durmuş BOZLAK(Tekrar) , Ahmet Bulut İN ve ikinci defa Hüseyin US(2009 seçimi ile) bu göreve gelmiş belediye başkanlarıdır.

 

B) JEOLOJİK YAPISI

İkinci zamanın uzun süren durgunluk dönemini takip eden üçüncü zaman, İç Anadolu fazla etkilenmemiş ve sadece bazı kıvrımlar ve volkanik hareketler meydana gelmiştir. İç Anadolu Bölgesinin güney doğusunda, orta Kızılırmak platosunun devamını teşkil eden ve tersiyerde oluşmuş kalkerli volkan tüflerinin meydana getirdiği arazi ile Tuz gölü havzasının devamı olan ova üzerine kurulmuştur. Güneyde ve doğuda tersiyerde oluşmuş volkanik arazi geniş yer tutar. Kasabamız, Gelveri-Alanyurt azalan eğiminin devamında bulunmakta ve zayıf fay basamağı Melendiz dağlarından gelen ve Tuz Gölüne ulaşan Karasu´yun biriktirdiği alüvyonlarla, doğusunu çevreleyen platolardan taşınan alüvyonların birikinti ovası üzerinde kuruludur. Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay aşınma ve şekillenme nedeniyle bölgemizde kiler, evler ve doğal olarak ta az sayıda peribacası meydana gelmiştir. 

         Bölgemiz Türkiye sıralamasında deprem olasılığı en az olan 5 inci kuşakta yer almaktadır. Zemini, gevşek depreme dayanıksızdır. Zaman zaman hafif sarsıntılar kaydedilmiştir. 

Jeolojik açıdan küçük tektonik (çökme) ve volkanik bir yapıya sahip olan Demirci Kasabası Karasu ırmağı plato özelliğine haiz dere yatağı kenarlarında mesire yeri olabilecek olan ve güzel görüntülü yerler mevcuttur. Volkanik tepe olarak iki tepedir. Kasaba merkezinin kuruluş alanı önce kayalık altı iken son otuzbeş kırk yıllarda kurtuluş yönü ve Aksaray girişine yönelme mevcuttur. 

DEMİRCİ´YE NASIL GİDİLİR

Aksaray´a uzaklığı kuş uçuşu 22.7 KM dir. Aksaray´dan 2 ayrı güzergahtan beldemize gelinebilir.Nevşehir yolunu takip eden güzergah ve Kireçlik olarak bilinen güzergah. Nevşehir yolu güzergahı 40 KM, kireçlik güzergahı 30 Km dir.kireçlik yolu dağlık bir yoldur.10-15 yıl öncesinde bu güzergah asfalt olmadığından araçlar genellikle Nevşehir güzergahını kullanmakta iken, şimdilerde bu yol düzgün bir asfalt ile Demirci´yi-Aksaray´a bağlamakta olup, kasabamızın Aksaray ile ulaşımı bu güzergah üzerinden sağlanmaktadır. Kireçlik yolu 50 yıl öncesinde ulaşım aracı olarak at arabaları ve eşeklerin kullanıldığı yıllarda yakınlığı nedeniyle yoğun bir şekilde kullanılmıştır.O yıllarda Yokuş aşağı kaçan ve devrilen at arabaları, yokuş yukarı yükü çekemeyen at arabaları, kar tipisine yakalanmış yönünü kaybetmiş kasaba halkının nice anı ve çilelerine vesile olmuş olan bu yol şimdilerde teknolojiye yenik düşmüş üzerinden vızır vızır araçların geçmesine öylece bakakalmaktadır. 
İlçeye uzaklığı 5 km dir. Düzgün bir asfalt yol ile bağlıdır. Kuzeyinde Saratlı Kasabası 7 km, Kuzey doğusunda Gülpınar kasabası 7 Km doğusunda Sofular ve Bekarlar Kasabası 12 Km Güneyinde Kızılkaya 7 Km uzaklıktaki belli başlı yerleşim yerlerine de ulaşım asfalt yol ile sağlanmaktadır.

 

COĞRAFYA/İKLİM/EKONOMİ

Demirci Kasabası doğuda Gülağaç, batıda Kızılkaya ve Çatalsu, güneyde Selime, güneydoğuda Alanyurt, kuzeyde Saratlı ve Pınarbaşı ile çevrilidir. 
Enlemi 38° 22´ 43", boylamı 34° 17´` 28" dir. Rakımı 1150 metredir. Ortasından karasu Deresi akar. Bu dere Gülpınar-Gülağaç müşterek arazisinden doğar çevresine hayat vererek Mamasun barajına dökülür. Karasu daha önceden kasabamıza yeterli iken, ilçede bent yapılması sonucu kasabamızda su problemi çıkmıştır. Karasu ırmağının kenarında Demirci´ye ait yer derinliği değişen yaklaşık 8 Km. uzunlukta sulanabilen bir arazi mevcuttur. bu arazi üzerinde söğütlükler ve kavaklıklar yer almıştır. Ağaçlandırılan arazilerin dışında Pancar, Patates,Fasulye, ayçiceği ve çeşitli hububat ürünlerinin tarımı yapılır. Akarsuyun kenarında birtakım gölgelikler ve mesire yeri sayılabilecek nitelikte dinlenme piknik yerlerdi mevcuttur. Kasabanın arazisinde ilginç sayılabilecek bölge isimleri vardır. Kumluk meydanı, Kisin başı, Develik damı, Gedik başı, Estinönü, Kızlar kalesi, Topaktaş, Güllek, Cabıyer, Zindanlık, Deller, Mencilis, Çatanak, Altıntaş, Geçtin, Karabayır, Kocakoyak, Top Tepesi, Lalelik, Geliç, Akpınar, Kurtlu Cöz, Uzunkaya, Kuyuluyer, Kocadağ, Karaova, Aşlık Pınarı, Yazır, Yelkenbendi, Göktaş, Göbekli, Kırkdere, İnnaya, Paraya, Çiğdemli, Tosbağalık, Gavuryeri, Osmancık, Malik, Atlamak, Sarıbaba, Durganlı vb... 
Demirci Kasabası Aksaray´ın 30 Km doğusunda engebeli bir arazide kurulmuştur. İçinden geçen Karasu deresi Mamasun barajını beslemekte ayrıca geçtiği yerlere hayat vermektedir. Arazide irili ufaklı birçok tepe mevcuttur. Kocadağ, Lalelik, Top Teptepesi, Zindanlık, Kızlar Kalesi, Yalım, Uzunkaya ve Parakaya bunlardan bazılarıdır. İklimi tipik karasal iklim olup yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve karlı geçer. Son yıllarda kar yağışlarında önceki yıllara göre azalma gözlenmektedir.
Ekonomi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ancak topraklar miras bölüşümleri sonucu çok küçük parçalara ayrıldığından verimli bir tarım yapıldığı söylenemez. En çok ekilenler; buğday, arpa
pancar, patates, kabak, fasulye, nohut ve mercimek. Pancar ekimi kasabalı için karlı bir tarım işi
olmak üzere iken kota uygulaması bunu engellemiştir. Alanyurt yolu kenarında bulunan tarlalarda patates ekimini de çevre köylerden gelen patatesçiler tarlaları kiralama usulü ile yapmaktadırlar. Meraların az ve dağlık olmasına rağmen kasabada 400-500 arası büyükbaş(sığır) 5000 civarında davar mevcuttur. 25-30 yıl öncesinde sığır sürüsü sayısı kadarda Manda (Camız - Bufalo) sürüsü bulunmakta idi. Nedeni bilinmez bu günlerde sayıları en fazla 3 yada 4 dür. Binek hayvanı olarak kullanılan ve yıllar önce hemen hemen her evde bulundurulan eşek ve at sayısında da son y ıllarda büyük bir azalma olmuştur. Yabani olarak kurt, tilki ve çakal rastlanmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ve ucuzlaması traktör, kamyon, taksi gibi motorize taşıtların çoğalmasını sağlamış olması binek hayvanlarının azalmasının nedeni olması gerek. 
Tarım dışında halk geçimini genellikle mevsimlik işçi olarak inşaat sektöründen sağlamaktadır. Yurtdışı, işçi vatandaşlar için umut kapısı olmuş ve umut kapısı olmaya devam etmektedir. Çevre köy ve kasabalara oranla Avrupa da çalışan sayısı çok azdır. Kasabaya döviz girişi sınırlıdır.

Sosyal Kültürel Eğitim Ve Sağlık Durumu 
Demirci Kasabasının okuma yazma oranı %98 olan , eğitim yönünden gelişmiş bir beldedir. Halen kasabada 3 adet ilköğretim okulu ve bir adet Lise mevcuttur. Bu okullarda 2004-2005 Eğitim-Öğretim döneminde toplam 895 öğrenci eğitim görmektedir. Öğrencilerin 359 tanesi Demirci İÖO da, 218 tanesi Demirci Atatürk İÖO da,170 tanesi Demirci Cumhuriyet İÖO da ve 148 tanesi de Demirci lisesinde öğrenim görmektedir. Üniversite eğitimi oldukça düşüktür. Eğitimin zayıf ve öğrencilerin dershane ve kitap desteğinden yoksun olmasına bağlamak gerekir. Demirci Kasabası dışarıya çok sayıda göç vermesine rağmen kendiside nüfus olarak artmakta ve yerleşim yeri olarak da genişlemektedir. Öğrenciler okullarına gelebilmek için 2-3 Km yol kat etmek zorunda kalmaktadırlar. Kasabanın Kalealtı Mahallesine Aksaray yolu üzeri İnnekaya ve Çiğdemli mevkilerinin bulunduğu yere acil bir İlköğretim Okulu ihtiyacı bulunmaktadır. Ülkemizin her yanında kamu ve özel kurumlarda görev yapan yüzlerce okumuş insanımız bulunmaktadır. Bunların içinde öğretmenler, polis memurları ve komiserler, ziraat teknisyenleri, avukatlar, hemşire ve ebeler, proğramcılar, koruma görevlileri, radyoloji uzmanları, subay ve astsubaylar ile uzman çavuşlar vb. Dünyaca tanınmış Anadolu insanının ışığı Mahmut MAKAL´ da Demirci Kasabasında doğmuş büyümüş değerli bir yazardır. "Bizim Köy" adlı kitabında köy halkının yaşam şeklini anlatırken onların çilelerini de kaleme almıştır. Demirci Kasabası Turizm yönünden zengin değildir. Aksaray Müzesi uzmanlarınca kasaba civarında ören ve kalıntılar zaman zaman incelenmiş ancak turizm potansiyeli taşıyacak nitelikte olmadıkları tespit edilmiştir. Yinede kültür varlıklarımız olarak Göktaş Örenleri, Büyük deller, Küçük deller Kızlar Kalesi, Zındanlık, Malik, Köy Ensesi, Sarı baba, İki Tepe, Altıntaş, Mencilis, Geliç Geçtin,Yazır ve Estinönü gibi eski medeniyet kalıntısı ve izlerini taşıyan yerler bulunmaktadır.

Mahmut Makal

(1933- ) Aksaray/Demirci 
Yazar.Demirci Köyü´nde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. 18 yaşında İvriz Köy Enstitüsü´nü (Konya Ereğlisi) bitirdi (1947) ve öğretmenliğe başladı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü´nde (1955) yüksek öğrenim gördü ve ilköğretim müfettişliği yaptı. 1968´de çok sevdiği mesleğinden istifa etti. Bizim Köy Yayınevi´ni kurdu (1969). Yazı yaşamına Türk´e Doğru dergisinde yayınlanan şiiri ile girdi (1945). Köy Enstitüsü Dergisi´nde de yazıları yayınlandı. Ancak daha çok Varlık dergisinde çıkan "Köy Notları" ile tanındı. Bu notların toplandığı Bizim Köy (1950) adlı yapıtı büyük yankı uyandırdı. Köy-kasaba gözlemlerini notlar, izlenimler, öyküler biçiminde yansıttı, eğitim sorunlarını konu alan incelemeler yaptı. Bizim Köy 1975 (1976) ile Türk Dil Kurumu 1977 Gezi Türü Ödülü´nü aldı. 
Türkiye´de siyasal iktidarların en çok uğraştığı insanlardan biri olduysa da bu durum ve yetkili makamlar, onun 1967 yılında UNESCO tarafından "Dünya Gençliğine Örnek İnsan" seçilmesini engelleyemedi. 
Eserlerinden bazıları: Köyümden (1952), Memleketin Sahipleri (1954), Kuru Sevda (1957), Eğitimde Yolumuz Nereye (1960), Kalkınma Masalı (1960), İplik Pazarı (1964), Kamçı Teslimi (1965), yer Altında Bir Anadolu (1968), Zulüm Makinesi (1969), Kokmuş Bir Düzende (1970), Açlık Pınarı (1973), Karanlığı Zorlayanlar (1976), Köy Enstitüleri ve Ötesi (1979).

Düğün Âdetleri

ALLAH´ın emriyle kız istenir. Kızı vermeye gönlün olsa bile o gün biraz naz yapılır. Emmisine dayısına bir danışalım denilir. 2-3 gün sonra tekrar gidilir, kız verilir. Ayrıntılar (Altın sayısı,eşya vb) konuşulur. Oğlan ve kız evinin davetiyle şerbet içilir. Böylece nişan yapılmış olur.
Düğünlerde eski usullere göre cumartesi günü sabahın erken saatlerinde oğlan evinin damlarına bayrak dikilmesiyle başlar. Vatandaşlar küçük hediyelerle düğüne hayırlı olsun demeye giderler. Genellikle 2-3 gün çalgı çalınıp eğlenilir. Çarşamba akşamları kına yakma ve dağmat giydirme törenleri yapılır. Perşembe günü öğle ile ikindi arası oğlan evinden kız evine gidilir. 
Kasabada araba konvoyu yapılır ve belediye meydanında topluca dua edilir. Oğlan evine gelinir hediye verilerek gelin indirilir. Daha sonra gelin ve damada para ve hediyeler takılır. Cuma günü duvak günüdür. Kasabanın genç kızları ve kadınları hatta genç erkekler oğlan evine toplanır, çalınır söylenir gelinin çeyizine bakılır. Cuma günü öğle saatlerinde düğün biter. Son yıllarda düğün başlama günlerinde değişiklikler olmaktadır. Cumartesi günü bayrak dikilip öğlen sonu kına çıkarıldıktan sonra pazar akşamı düğün salonunda çalgı eşliğinde eğlenilir ve düğün biter.

Yemek ve Tatlılar

Yemek Çeşitleri: Sulu Yumarta (bunu ilk defa görenler yumurtalı çorbada diyorlar), pilav çeşitleri, yahni, kuru fasulye, her çeşit çorba, oğma çorbası, erişte pilavı, pancar çorbası, kabak musakkası, tirit, söğürme, herse, çilbir, ayranlı çorba, sütlü çorba, yoğurt çorbası, bulama çorbası, çanak, tava, melemen, oturtma, karnı yarık, omlet, patates yemeği, mantı, kızartma çeşitleri, yaprak sarması, kabak çiçeği dolması, firek çatlatması(Yeşil domates), karışık dolma, kesme çorbası, yoğurlu kabak, üzüm ezmesi. 
Tatlılar : Pekmez, ağda, tepsi böreği, kaygana, reçel çeşitleri, aşure, hoşmerim, un helvası, pelte, sütlaş, kayısı komposto, hoşaf
 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 20.11.2012 - Güncelleme: 26.01.2018 22:14 - Görüntülenme: 4699
  Beğen | 0  kişi beğendi